Panel-Sempozyum-Konferans
1. Gün
TMMOB Mimarlar Odası 19 Ağustos 2017 tarihinde Trabzon’da; tehdit altındaki doğal sit alanlarına kamuoyunun dikkatini çekmek; uzmanlar ve yerel çevre kuruluşları ile birlikte süreci değerlendirmek üzere “Kıyı Bölgelerinde Mimarlık: Karadeniz’in Doğa ve Kültür Değerleri Risk Altında” panelini düzenledi.
10 Haziran 2017, Cumartesi günü Saat: 17.30’da TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Konferans Salonunda gerçekleştirilen etkinlikte, tarihsel kapitalizmin işleyişi içinde, inşaat sektörünün ve gayrimenkul piyasasının yapısal işlevleri ve bu liman bölgelerinin çerçevede son dönemde oynadığı kritik rol çeşitli kentlerden örneklerle, karşılaştırmalı olarak anlatılıp, İstanbul limanlarının bu global manzara içindeki yeri tartışıldı.
Berlin Mimarlar Odası ve Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nin birlikte düzenlediği “Berlin’de Konut Yapımı. Kim Kimin İçin İnşaat Yapıyor?” başlıklı serginin açılış töreni Karaköy Binası’nda yapıldı.
23 proje ile Berlin’deki konut mimarisi hakkında çok yönlü ve yaratıcı çözümlerin gösterildiği serginin açılış konuşmasını Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Başkanı C. Sami Yılmaztürk yaptı.
Yılmaztürk’ün ardından Berlin Mimarlar Odası Başkanı Christine Edmaier söz aldı.
Sergiyi takiben 13 Mayıs Cumartesi günü 14.00’da; Olaf Bartels/mimari yazar, Hülya Ertaş/mimar-yazar, Prof. Dr. Deniz İncedayı/ Mimarlar Odası MYK Üyesi, UIA 2. Bölge Başkanı ve Öğr. Gör. Dr. İnci Olgun’un /Mimar, MSGSÜ konuşmacı olarak katılacağı bir sempozyum düzenlendi. Türkiyeli ve Alman meslektaşlar arasında fikir alışverişinin sağlanacağı sempozyum mimarist.tv’den canlı yayınlandı. Etkinliğin kaydını mimarist.tv’den izlemek mümkün.
Sergi 3 Haziran 2017 tarihine dek Mimarlar Odası Karaköy Binası’nda görülebilir.
Berlin Mimarlar Odası ve Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nin birlikte düzenlediği “Berlin’de Konut Yapımı. Kim Kimin İçin İnşaat Yapıyor?” başlıklı serginin açılış töreni Karaköy Binası’nda yapıldı.
23 proje ile Berlin’deki konut mimarisi hakkında çok yönlü ve yaratıcı çözümlerin gösterildiği serginin açılış konuşmasını Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Başkanı C. Sami Yılmaztürk yaptı.
Yılmaztürk’ün ardından Berlin Mimarlar Odası Başkanı Christine Edmaier söz aldı.
Sergiyi takiben 13 Mayıs Cumartesi günü 14.00’da; Olaf Bartels/mimari yazar, Hülya Ertaş/mimar-yazar, Prof. Dr. Deniz İncedayı/ Mimarlar Odası MYK Üyesi, UIA 2. Bölge Başkanı ve Öğr. Gör. Dr. İnci Olgun’un /Mimar, MSGSÜ konuşmacı olarak katılacağı bir sempozyum düzenlendi. Türkiyeli ve Alman meslektaşlar arasında fikir alışverişinin sağlanacağı sempozyum mimarist.tv’den canlı yayınlandı. Etkinliğin kaydını mimarist.tv’den izlemek mümkün.
Sergi 3 Haziran 2017 tarihine dek Mimarlar Odası Karaköy Binası’nda görülebilir.
Mimar Sinan’ın 429.ölüm yıldönümü nedeniyle, 9 Nisan Pazar günü saat: 11.00’da üyelerimizin katılımıyla bir anma yapılacak. Geleneksel olarak her yıl gerçekleştirdiğimiz anma töreni, Mimar Sinan’ın Süleymaniye Külliyesi’ndeki mezarı başında yapılacak ve törende Mimarlar Odası’nın hazırladığı basın bildirisi sunulacak.
Basın bildirisinin sunulmasının ardından “2016 Mimar Sinan Büyük Ödülü Sahibi” Cengiz Bektaş ile bir konferans düzenlenecek . Etkinlik, Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Karaköy Binası’nda saat 15.00’da başlayacak.
"Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Türkiye'de Mimari Koruma Kültürü" konferans dizisi 25 Şubat Cumartesi günü, Arkeolog Nezih BAŞGELEN'in "Erken Cumhuriyet Döneminde İstanbul'da Arkeoloji Ve Koruma" başlıklı sunumuyla sona erecek.
Konferans dizimizin son konuşmacısı Arkeolog Nezih Başgelen, Cumhuriyet'in kuruluş yıllarında İstanbul'da kent içinde yapılan kazı ve koruma çalışmalarını anlatarak, günümüzde Yenikapı Kazıları ile gündemimize giren kent arkeolojisi kültürünün ilk adımlarını ortaya koyacak.
"Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Türkiye'de Mimari Koruma Kültürü" konferansları 21 Ocak 2017 Cumartesi günü Y. Doç. Dr. Selcen Coşkun'un "Cumhuriyet Dönemi Koruma Tarihimizden Üç Kadın Mimar" başlıklı sunumuyla devam edecek.Bir önceki konferansta Prof. Dr. Zeynep Ahunbay genç Cumhuriyet'in Selçuklu ve Osmanlı anıt eserlerini koruma çabasını, dönemin önde gelen uygulamacı mimarı Ali Saim Ülgen'in çalışmaları üzerinden değerlendirmişti. Bu kez Y. Doç. Dr. Selcen Coşkun sunumunda, Ali Saim Bey'in de katkılarıyla gelişen üç kadın mimarımızın, Cahide Tamer, Mualla Eyüboğlu Anhegger ve Selma Emler'in gerçekleştirdiği çok sayıda restorasyon uygulamasını örnekleyerek 1940'lı yıllardan 1970'lere mimari koruma ortamını tanımlayacak.
Konferans Dizisi
Osmanlı'dan Cumhuriyet'e
Türkiye'de Mimari Koruma Kültürü
"Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Türkiye'de Mimari Koruma Kültürü" konferanslarının 3. bölümüne "Erken Cumhuriyet Dönemi Koruma Çalışmalarında Bir Mimar: Ali Saim Ülgen" başlıklı sunumuyla Prof. Dr. Zeynep AHUNBAY katılacak.
Prof. Dr. Zeynep Ahunbay 24 Aralık Cumartesi günü gerçekleşecek sunumunda, genç Cumhuriyet'in görkemli Selçuklu ve Osmanlı anıt eserlerini koruma çabasını, dönemin önde gelen uygulamacı mimarı Ali Saim Ülgen'in çalışmaları üzerinden değerlendirecek.
3. Bölüm
"ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ KORUMA ÇALIŞMALARINDA BİR MİMAR:
ALİ SAİM ÜLGEN"
Video hakkında henüz açıklama girilmemiş.
Konferans Dizisi
Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Türkiye'de Mimari Koruma Kültürü
"Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Türkiye'de Mimari Koruma Kültürü" konferansları 26 Kasım Cumartesi günü Prof. Dr. Edhem Eldem'in "Osmanlı Dönemi'nde Arkeoloji, Koruma Ve Müzecilik: İlk Adımlar" başlıklı sunumuyla devam ediyor.
Prof. Dr. Edhem Eldem sunumunda, 19. yüzyılın çağdaşlaşma çabaları çerçevesinde Batı'daki kurumlaşma ve yasalaşma süreçlerinin izlenerek Osmanlı Devleti'ne uyarlanması çabasını aktaracak.
Dünya Mirası Listesi'ne kaydettiği, tüm doğal ve kültürel varlıkların insanlığın ortak mirası olduğunu iddia eden UNESCO Dünya Miras Komitesi; 40. toplantısını 10-20 Temmuz 2016 tarihleri arasında yapmak üzere İstanbul'a geliyor. 2015 Dünya Mirası Komitesi raporu ile başlayacak uluslararası toplantıda, Dünya Mirası Listesi'ne kayıtlı varlıkların korunup korunmadığı tartışılacak; risk altında olanlar için öneriler ve koruma stratejileri belirlenecek. Liste'ye eklenmesi önerilen yeni varlıklar için geçici listeler hazırlanacak ve Dünya Kültür ve Doğal Mirası Listesi güncellenecek. İstanbul'da yapılacak UNESCO'nun bu 40. toplantısına, ülkede bulunan doğal ve kültürel varlıkların - Dünya Mirası Listesi'ne kayıtlı olsun ya da olmasın- yok olmasına, aldığı siyasi kararla etki eden, savaş ve sermaye saldırılarına neden olan Türkiye Hükümeti ev sahipliği yapacak.
UNESCO toplantısının İstanbul'da yapılmasına rağmen tarihi kent merkezi ile 31 yıldır Dünya Mirası Listesi'nde bulunan kentimizin, sermaye birikimi için inşaat ve turizm baskısıyla tarihi dokularından sulak alanlarına kadar talan edilmesi konuşulmayacak. Süleymaniye'deki tarihi mahalle dokusunun kentsel yenileme projesi ile ortadan kaldırılmış olması; Ayvansaray, Sulukule gibi eski mahallelerin yıkılıp inşaat şirketlerine teslim edilmesi; özgün değerlerinin kaybettirilmesi; "çılgın - mega" projelerle kentin ormanlarının ve sulak alanlarının yok edilmesi bu toplantıda söz konusu olmayacak.
Dünya Mirası Listesi'ndeki Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri'nin oluşturduğu kültürel peyzaj içinde ve etki alanında bulunan başta Kurşunlu Camii, Dört Ayaklı Minare, kiliseler ve yüzlerce yıllık yaşam alanlarının yer aldığı Sur İlçesi'nin, savaşla yıkılıp yok edilmesinden söz edilmeyecek. Sermayenin kar hırsını tatmin için yapılan barajın suları altında kalacak olan binlerce yıllık yerleşim ve arkeolojik sit alanı Hasankeyf ise listede olmadığı için gündeme bile alınmayacak.
Doğal ve kültürel varlıklar listelere alınarak, tahrip edilmeleri görmezden gelinerek yakılıp yıkılmalarını sağlayanlarla birlikte korunamaz.
Hükümetlerin finansı ile varlığını sürdüren, savaşlar yaşanırken, yıkımlar ve tahribatlar olurken sessizliğini koruyan ve kayıtsız kalan UNESCO; İstanbul'un 8500 yıllık tarihine ait bilgilere ulaştığımız Yenikapı'da, 1 milyon metrekare deniz alanının doldurulmasına göz yuman ve tarihi görmezden gelen İstanbul'daki talandan sorumlu yerel yöneticiyi, İBB Başkanı'nı, "kültürel mirasın korunması konusundaki şahsi katkıları için" madalya ile onurlandırdı!
UNESCO'nun, kültür ve doğal varlıklara ilişkin "ortak miras", "tarafsızlık" ve "koruma" söylemlerine güvenmiyoruz.
Bizler yaşadığımız alanlardaki kültürel dokuları hükümetler ve onların oluşturduğu kurumlarla değil; bizzat yerinde, halklarla birlikte korunabileceğini, böylece miras olarak gelecek nesillere taşınabileceğini düşünüyoruz. Yaşamı, tarihi ve kültürel belleği korumak isteyen herkesi, tüm kurumları; savaşlara, sermaye saldırılarına, bunları yürüten hükümetlere ve onları aklayan UNESCO benzeri oluşumlara karşı koyacak dayanışmayı örmeye, soyut söylemler yerine doğal, tarihi ve kültür varlıkları nasıl koruyacağımızı birlikte tartışmaya davet ediyoruz.