En çok izlenen videolar

MimaristTV
37 Görüntülenme · 3 yıl önce

"Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Türkiye'de Mimari Koruma Kültürü" konferansları 21 Ocak 2017 Cumartesi günü Y. Doç. Dr. Selcen Coşkun'un "Cumhuriyet Dönemi Koruma Tarihimizden Üç Kadın Mimar" başlıklı sunumuyla devam edecek.Bir önceki konferansta Prof. Dr. Zeynep Ahunbay genç Cumhuriyet'in Selçuklu ve Osmanlı anıt eserlerini koruma çabasını, dönemin önde gelen uygulamacı mimarı Ali Saim Ülgen'in çalışmaları üzerinden değerlendirmişti. Bu kez Y. Doç. Dr. Selcen Coşkun sunumunda, Ali Saim Bey'in de katkılarıyla gelişen üç kadın mimarımızın, Cahide Tamer, Mualla Eyüboğlu Anhegger ve Selma Emler'in gerçekleştirdiği çok sayıda restorasyon uygulamasını örnekleyerek 1940'lı yıllardan 1970'lere mimari koruma ortamını tanımlayacak.

MimaristTV
15 Görüntülenme · 3 yıl önce

"AYIN KONUĞU" programımız aralık ayında Prof. Dr. Onur HAMZAOĞLU'nu konuk edecek.

Çalışma alanları sağlık politikaları, sağlıkta eşitlik, sınıf ve sağlık, sanayinin çevre ve sağlık etkileri ile yoksulluk ve sağlık olan HAMZAOĞLU, 10 Aralık Cumartesi günü gerçekleşecek buluşmaya"Bilim İnsanının Toplumsal Sorumluluğu: Kocaeli ve Dilovası Örneği" başlıklı sunumuyla katılacak. Bu sunumda, "Dilovası Olayı" olarak tanımlanan ve 6 Ocak 2011'de Kocaeli'nde yerel bir gazetede yayımlanan röportajla başlayıp, günümüzde de devam eden olaylar zincirinin öncesi ve sonrası özetlenerek paylaşılacak.

Prof. Dr. ONUR HAMZAOĞLU"Bilim İnsanının Toplumsal Sorumluluğu:Kocaeli ve Dilovası Örneği" Tarih10 Aralık 2016, Cumartesi, Saat:16.00Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent ŞubesiKaraköy, Kemankeş Cad. No. 31 34425 BeyoğluT: 0212 251 49 00 www.mimarist.orgOnur HAMZAOĞLU1961 yılında Ordu'da doğdu. Lise öğrenimini Kuleli Askeri Lisesi'nde tamamladı. Gülhane Tıp Fakültesi'nden 1985 yılında hekim olarak mezun oldu. 1991 yılında halk sağlığı uzmanı, 1993 yılında epidemiyoloji yan dal uzmanı, 1996 yılında doçent oldu. 2002 yılında profesörlüğe atandı.12 Kasım 2001- 1 Eylül 2016 tarihleri arasında Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanlığı görevini yürüttü.11 Ocak 2016'da kamuoyu ile paylaşılan "Bu suça ortak olmayacağız" metni imzacılarındandır. Bu nedenle, 672 sayılı KHK ile 1 Eylül 2016 tarihinde kamu görevinden çıkartıldı.Kocaeli Tabip Odası'nın, 2002-2016 yılları arasında, yedi dönem TTB Büyük Kongre delegesi olarak seçilmiştir.Türk Tabipleri Birliği tarafından yayımlanmakta olan Toplum ve Hekim Dergisi editörüdür. International Association for Health Policy(Europe) yönetim kurulu üyesidir. Halk Sağlığı Uzmanları Derneği, Türk Hematoloji Derneği ve Türk Sosyal Bilimler Derneği üyesidir.SCI, SCI-Expanded ve SSCI indeksleri kapsamında 23 makalesi ve bu makalelerine yine bu indekslerdeki yayınlarda 131 atıf bulunmaktadır.Başlıca çalışma alanları; sağlık politikaları, sağlıkta eşitlik, sınıf ve sağlık, sanayinin çevre ve sağlık etkileri ile yoksulluk ve sağlıktır. ÖdülleriDr. Nejat Yazıcıoğlu İşçi Sağlığı ve Meslek Hastalıkları Hizmet Ödülü (Kocaeli Halk Sağlığı AD'ye) (İTO, 2007)Nusret Fişek Halk Sağlığı Hizmet Ödülü (TTB, 2011)Çevre Kahramanı Ödülü-Eco Heroes of 2011 (Green Prophet, 2011)Yaşam Savunusu Bilim Ödülü (EGEÇEP, 2011)Çim Adam Ödülü (KÜLTÜRÇEV, 2011)Meslek Hizmet Ödülü (Or-An Roatry Kulübü, 2011-2012)Araştırma Etiği Ödülü (Türkiye Biyoetik Derneği, 2012)Hasan Balıkçı Onur Ödülü (TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası, 2012)Halk Sağlığı Bilim Ödülü (Türkiye Halk Sağlığı Derneği, Okan Üniversitesi, 2015)

MimaristTV
31 Görüntülenme · 3 yıl önce

Mimar, Antropolog ve Eğitimci Bozkurt Güvenç, "AYIN KONUĞU" programımızın bu yılki son konuşmacısı oldu.

Çalışmalarında, sosyal antropolojiyle ilgili sorunlar içinde en çok "kültür" kavramı üzerinde duran Güvenç, 19 Aralık Cumartesi günü gerçekleşecek programa, "Tasarım Sanatı ve Mimarlık" konulu sunumuyla katıldı.

Bozkurt Güvenç hakkında;

Mimar, insanbilimci ve eğitimci Bozkurt Güvenç 1926 yılında Samsun'da dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini Anadolunun değişik illerinde tamamlayarak yurdun farklı yörelerini tanıma olanağını buldu. . Kabataş Lisesi'nden sonra 1943-45 yıllarında İstanbul Teknik Üniversitesi'ne devam etti. Mimarlık eğitimini 1945 yılında kazandığı Devlet Bursuyla ABD'de, Georgia ve Massachusettes Teknoloji Enstitülerinde tamamladı.

Demokrat Parti döneminin eğitim, felsefe ve yabancılaşma sorunlarıyla ilgilenenen Güvenç, 1962-63 yılında USAID bursuyla Columbia Üniversitesi (ABD)'de Eğitim ve İnsanbilim programlarını izledi (M.A. 1963).

Dönüşünde Hacettepe Üniversitesi'nin kuruluşunda görevler aldı. Doktorasını 1965 yılında Hacettepe'de tamamladı. Temel Bilimler Yüksek Okulu'nu ve Nüfus Etütleri Enstitüsünü ve Sosyal Antropoloji Bölümünü kurdu. 1969'da doçent, 1977'de profesör, 1993'te emekli oldu
1972-76 yılları arasında Türk Sosyal Bilimler Derneği Başkanlığı; 1974 yılında Başbakanlık Kültür Müsteşarlığı görevlerini üstlendi. 1979-81 yılları arasında Tokyo Üniversitesi Asya Afrika Araştırmaları Enstitüsü'nde Konuk Araştırma Profesörü ve 1985-86 yılında Wilson Center Burslusu olarak Smithsonian Enstitüsü (Washington D.C. ABD)'de araştırmalar yaptı.

1993-2000 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı olarak Çankaya'da görevlendirildi. Başbakanlık Atatürk Barış Ödülü Yüksek Kurulu'nda, Yüksek Öğretim Kurumu Genel Kurulu'nda, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu'nda, Türk Eğitim Derneği Bilim Kurulu'nda çalıştı. Türkiye'yi UNESCO Genel Kurulları ile Uluslararası Eğitim Konferanslarında ve Avrupa Konseyi'nde temsil etti.

Japonya'nın "Yükselen Güneşin Altın Işınları" nişanıyla ödüllendirildi. 1997 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne onursal üye seçildi.
Çalışmalarında insan, kültür, eğitim ve değişim sorunlarına odaklanan Güvenç'in yayımlanmış eserleri şunlardır;

Türkiye Demografyası, HÜNEE, Hacettepe Ü. 1970.

Kültür Kuramında Bütüncülük Sorunu, Hacettepe Ü. 1970.

İnsan ve Kültür: Antropolojiye Giriş, Remzi 1972.

Sosyal/Kültürel Değişim, HÜNEE, HÜ, 1976.

Japon Kültürü, T. İş Bankası Kültür Yay. 1980.

Kültür Konusu ve Sorunlarımız, Remzi 1985.

Japon Eğitimi Raporu, MEB 1991.

Türk-İslam Sentezi (Dosyası). Sarmal Yayınevi 1991.

Mantık ve Metot. Anadolu Ü. Açık Öğretim Fak. 1992.

[Seçilmiş Ülkelerde] Üniversiteye Geçiş, ÖSYM, 1992.

Türk Kimliği: Kültür Tarihinin Kaynakları. Remzi 1993

Güldüsün Fıkraları, Remzi, 1994

Kültür ve Eğitim, (Denemeler) Gündoğan 1995.

Kültür ve Demokrasi, (Denemeler) Gündoğan 1996.

Kültürün ABC'si, YKY 1997.

Anılardan Sayfalar, T. İş Bankası Kültür Yay. 2004.

Demirel'e Yazdıklarım, Büke 2005

Demokrasi Din Devlet. Efil 2015.

Çeviriler;

Çağımızın Özgürlük Sorunu (Erich Fromm'dan) Özgün İnsan Yay. 1973.

Yalnızlık Dolambacı (Octavio Paz'dan) Cem 1978.

Darwin Gerçeği (Benjamin Farrington'dan) Çağdaş Yay. 1978.

Tarihten Dersler (Will ve Ariel Durant'dan) Cem 1979.

İnsan ve Dünyası (Calvin Wells'ten) Remzi 1982.

The Other, (Türk Kimliğinin İngilizce özeti). Alkım 2006

Der Andere.(Türk Kimliği'nin Almanca Özeti). Manzara Verlag, 2014

MimaristTV
35 Görüntülenme · 3 yıl önce

⁣Türk ve dünya kültürünü ve mimarlığını yorumlayan eserleri ve çalışmalarıyla, çağdaş, bilimsel düşünceyi benimsemiş kadroların ve genç kuşakların yetişmesine büyük katkılar sunan, mimarlık dünyasını aydınlatan; meslek kültürüne ve gelişimine desteğini ömür boyu sürdüren; sayısız ödülün yanı sıra, Mimarlar Odası Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri 1990 “Mimarlığa Katkı Dalı Başarı Ödülü” ile Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA) 2021 “Jean Tschumi Mimari Yazın Ödülü” sahibi Prof. Dr. Doğan Kuban 22 Eylül 2021 Çarşamba günü aramızdan ayrılmıştır.

Mimarlar Odası, tarihi ve kültürel mirasın korunması ve restorasyonu alanlarında gerçek bir öncü olan Prof. Dr. Kuban’ı, yaşamını ve eserlerini öğrencilerinin, meslektaşlarının ve dostlarının anlatımlarıyla anmak ve tanımak üzere “Hep Yeniden Doğan Kuban” başlıklı bir anma programı düzenlemektedir.

Mesleğimizin ve koruma biliminin duayeni Prof. Dr. Doğan Kuban’ı birlikte anmak ve paylaşmak üzere düzenlenen etkinliğimize meslektaşlarımızı, Doğan Kuban dostlarını, öğrencilerini davet ediyor, katılım ve katkılarınızı bekliyoruz.

TMMOB MİMARLAR ODASI GENEL MERKEZİ
TMMOB MİMARLAR ODASI İSTANBUL BÜYÜKKENT ŞUBESİ

17 Kasım 2021 Çarşamba, 16.00
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi

PROF. DR. DOĞAN KUBAN HAKKINDA
1926 Paris doğumlu Prof. Dr. Doğan Kuban, 1949 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden mezun olmuş daha sonra İtalya’da Rönesans Mimarisi üzerine çalışmıştır. 1962 yılında Fullbright bursu ile öğretim üyesi olarak Michigan Üniversitesi’nde bulunmuştur. 1964-1979 yılları arasında Harvard Üniversitesi’nde “Bizans Çalışmaları Programı”nda çalışmalarını sürdüren Prof. Dr. Doğan Kuban, 1965 yılında “Profesör” kadrosuna atanmış, 1974-1977 yılları arasında İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi Dekanlığı görevini üstlenmiştir. 1974 yılında İTÜ Mimarlık Fakültesi’ne bağlı olarak Mimarlık Tarihi ve Restorasyon Bölümü’nü kurmuştur. 1980-1981 yıllarında “Ağa Han Konuk Profesörü” olarak Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) dersler vermiştir.

Türk kentlerinde tarihi ve kültürel mirasın korunması ve restorasyonu alanlarında öncü çalışmalar yürüten; İstanbul, Kazakistan ve Türkmenistan’da sit alanlarında önemli koruma/restorasyon projeleri ve uygulamalarını yürüten Prof. Dr. Doğan Kuban; “Ağa Han Mimarlık Ödülleri Programı”nda yönetim kurulu üyeliği yapmıştır.

Divriği Ulucami kapılarının eşsiz taş işçiliğinin korunması için özgün yayınlarla ve sergilerle yürüttüğü aktif mücadelesi koruma alanında özel bir örnek oluşturmaktadır. Koruma alanında gerçek bir öncü olan Prof. Dr. Kuban’ın katkı ve çabalarıyla ülkemizde bilimsel, akademik bir disiplin kurulmuş ve çok sayıda uzman, öğrenci yetiştirilmiş, kapsamlı bir yayın birikimi oluşmuştur. Prof. Dr. Doğan Kuban Hocamız çok sayıda ödüllü kitabın, İslam ve Anadolu mimarisi ve sanatı üzerine sayısız makalenin yazarıdır.

Mimarlar Odası Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri-1990
Seçici Kurulu’nun Sözleriyle Prof. Dr. Doğan Kuban

“Türk ve dünya kültürünü yorumladığı eserleriyle mimarlık kamuoyunu aydınlatması, ve çağdaş düşünceyi benimsemiş kadroların ve genç kuşakların yetiştirilmesinde görülen büyük katkıları, ve bu konulardaki araştırma, yayın ve kurumsal çalışmaları ile mimarlık eğitimine seçkin hizmetleri nedeniyle DOĞAN KUBAN’a Mimarlığa Katkı Dalı Başarı Ödülü verilmiştir.”

Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA) 2021 Jean Tschumi Mimari Yazın Ödülü
Seçici Kurulun Sözleriyle Prof. Dr. Doğan Kuban

“Ödül; mimarlık, koruma ve restorasyon alanında “sessiz dev”, Türk mimarlık tarihçisi ve koruma uzmanı Doğan Kuban’a verilmiştir. Çalışmaları İstanbul, Kazakistan ve Türkmenistan’ın zengin mimari miras değerlerine odaklanmıştır. Kuban yaşamı boyunca; Türk, İslam ve Anadolu mimarisinin ihtişamını ve karmaşıklığını dünyaya tanıtan, geleceğin mimarlarına ve bilim insanlarına paha biçilemez bir kaynak oluşturan ve ilham veren yetmişten fazla eser üretmiştir”.

MimaristTV
10 Görüntülenme · 3 yıl önce

Ayın Konuğu: Prof. Dr. Galip Yalman "KRİZ VE SİYASET: Yunanistan’dan İspanya’ya Neoliberalizm Karşıtı Hareketler ve Mücadele Pratikleri Üzerine"

TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi "AYIN KONUĞU" programına bu kez, Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi ve Avrupa Çalışmaları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Galip YALMAN konuk edildi.

Araştırma konuları uluslararası ve karşılaştırmalı siyasal iktisat, devlet kuramları, siyasal iktidar-iş dünyası ilişkileri, neoliberal dönemde emek-sermaye ilişkileri ve yoksullukla mücadele stratejileri olan ve bu alanlarda çeşitli dersler veren Yalman, 25 Nisan Cumartesi günü gerçekleşen buluşmada "KRİZ VE SİYASET: Yunanistan'dan İspanya'ya Neoliberalizm Karşıtı Hareketler ve Mücadele Pratikleri Üzerine" başlıklı sunumunu gerçekleştirdi.

MimaristTV
15 Görüntülenme · 3 yıl önce

⁣Kitabı ve sergisiyle bir fikrin inşası: “Nâzım Hikmet’in Ellerinin İzinde”

Meslektaşlarımızın, mesleki birikimlerini ve deneyimlerini paylaştığı “Mimarlar Deneyimlerini Paylaşıyor” başlığıyla düzenlenen söyleşilerimiz yeniden başlıyor. 2021 yılının ilk söyleşisine, Mimar Melih Güneş ve tasarımcı Aykut Genç konuk olacak.



Nâzım Hikmet araştırmalarıyla tanınan Mimar Melih Güneş, son kitabı “Nâzım Hikmet’in Ellerinin İzinde”nin fikir ve tasarım sürecini, kitabın tasarımcısı Aykut Genç ile anlatacak.

Melih Güneş Hakkında

Akşehir’de doğdu, büyüdü. İstanbul’da mimarlık ve lisansüstü restorasyon eğitimi aldı. Uluslararası inşaat projelerinde yöneticilik yaptı. Sovyetler Birliği döneminde Moskova’da yaşarken Nâzım Hikmet’in karısı Vera Tulyakova Hikmet ile tanışmaları dostluğa dönüştü. Tulyakova’nın ölümünden birkaç yıl sonra kızı Anna Stepanova’nın desteğiyle Nâzım Hikmet’in Türkçede yayımlanmamış veya yitik sanılan eserlerini buldu, bir kısmının yayımlanmasını sağladı.

Nâzım Hikmet ve Semiha Berksoy’a dair sergiler ve yayınlar gerçekleştirdi. Rusya’nın Çukotka bölgesindeki proje yöneticiliği döneminde çektiği belge niteliği taşıyan fotoğraf ile nesnelerden oluşan “ve kuzeydeydi güneş / hatır’lananlar” başlıklı kişisel sergisinin yanı sıra “Doğumunun 100. Yılında Geleneksel Mimarinin Şairi Nail V. Çakırhan” ile “Halet Çambel ile Buluşma” sergilerini Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nde projelendirdi, küratörlüklerini yaptı, ilgili yayınları hazırladı.

Boğaziçi Üniversitesi’nde, Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi’nin kurulmasına önayak oldu. Çalışmaları nedeniyle iki kez Nâzım Hikmet Araştırma Ödülü verildi. Çeşitli dergilerde yayımlanmış yazıları dışında yazdığı, hazırladığı ya da katkıda bulunduğu pek çok kitap var. En son, Nâzım Hikmet’in sağlığında yayımlanmış kitaplarını içeren Nâzım Hikmet’in Ellerinin İzinde adlı kapsamlı bir araştırma kitabı yayımlandı. Mimarlık ve restorasyon çalışmalarını sürdürmekte.

Aykut Genç Hakkında

16 Eylül 1980’de İstanbul Moda’da doğdu.

1997-1999 yılları arasında İstanbul Bilgi Üniversitesi Matematik Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’ne devam etti. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümü’nden 2012 yılında mezun oldu.

2007-2012 tarihleri arasında Demir Tasarım’da Sanat Yönetmeni ve ardından Yaratıcı Yöenetmen olarak çalıştı. 2013 yılında İstanbul Ajans’ta Yaratıcı Yöenetmen olarak görev aldı. 2012 yılında tasarım ofisi Müessese’nin kurucu ortaklığını gerçekleştirdi ve çalışmalarını halen burada sürdürmektedir.

Eğitim hayatı boyunca birçok atölye çalışmalarına ve sergilere katıldı. Ardından proje yöneticiliği, atölye çalışmaları gerçekleştirdi. Beş yıldan bu yana yarı zamanlı öğretim görevlisi olarak çalışmakta ve aynı zamanda Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı üzerine doktorasını yapmaktadır.



Grafik Tasarımcılar Meslek Kuruluşu tarafından düzenlenen “Grafik Ürünler Sergisi” yarışmalarında Emin Barın Logotayp Özel Ödülü, İhap Hulusi Afiş Özel Ödülü ve Eczacıbaşı Vakfı Yılın Genç Grafik Tasarımcısı Özel Ödülü aralarında olmak üzere 20’yi aşkın ödül kazandı. Graphis’ten gümüş madalyası, Birleşmiş Milletler, Toplum Gönülleri Vakfı, Koç Üniversitesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden teşekkür belgeleri bulunmaktadır.

MimaristTV
15 Görüntülenme · 3 yıl önce

Konu: Yapı ruhsatı ve yapı kullanma izni; Yapı ve kat mülkiyeti ilişkileri

MimaristTV
11 Görüntülenme · 3 yıl önce

⁣Gezi’yi lekelemeye yönelik beyhude çabalarınızı reddediyoruz!

Gezi bu toprakların eşitlik, özgürlük ve adalet umududur.

Ülkemizin toplum, kent ve demokrasi tarihinin en parlak ve onurlu sayfalarından biri olan ve anayasal bir zeminde, meşru olarak gerçekleştiği daha önce verilen yargı kararlarıyla tescil edilen Gezi Direnişi, hukuka ve gerçeğe aykırı bir iddianameyle karalanmaya, temel hak talepleri suç unsuru gibi gösterilmeye, barışçıl direnişin, tarihsel ve meşru gerçekliği çarpıtılmaya ve Gezi yeniden yargılanmaya çalışılmaktadır.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve 30. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından geçtiğimiz hafta kabul edilen, hiçbir somut delile dayanmayan, tamamen komplo teorilerinden ilhamla yazılmış akıldışı bir iddianameyle Gezi’nin tarihi yeniden yazılmak isteniyor.

Gezi’yi lekelemeye yönelik beyhude çabalarınızı reddediyoruz! Çünkü Gezi’yi biz yaşadık, biliyoruz! Gezi bu toprakların eşitlik, özgürlük ve adalet umududur.

Bir kez daha açıkça söyleyelim: Gezi, ülkemizin toplumsal tarihinin en parlak ve onurlu sayfasıdır. Çaresizce iddia ettiğiniz gibi içeriden veya dışarıdan bir şefi, reisi, yönlendiricisi, talimat vereni, tepe örgütü, finansörü yoktur! Gezi Direnişi’ni suçla, terörle, darbeyle, kalkışmayla anılan bir eyleme dönüştürmenize asla izin vermeyeceğiz.

2013 yılının Haziran ayından beri sistemli bir şekilde sürdürülen bu algı dayatmalarına toplum ve kamuoyu tarafından itibar edilmediği gibi, Gezi Direnişi’nin demokratik hak ve ifade özgürlüğü çerçevesinde son derece meşru ve anayasal bir zeminde gerçekleştiği daha önce verilen yargı kararlarıyla da tescil edilmiştir.

Ancak tüm bu gerçeklere rağmen, 16 kişinin ağırlaştırılmış müebbet ve bir dizi ek ceza istemiyle yargılanıyor olmaları, ülkemizde yargı erkinin siyasal iktidarın bekasını korumakla görevli bir birime dönüştüğünü gösteren son örnek olmuştur.

Çok iyi biliyoruz ki, barış talep eden akademisyenlerin terör faaliyeti kapsamında yargılanıp cezalandırılmaları; mesleki ve anayasal görevlerini icra eden avukatların seslerini kısmak için akıl almaz suçlamalarla hapsedilmeleri; gerçeğin peşine düşen gazetecilerin delilsiz, mesnetsiz iddialarla terörist ilan edilmeleri, iktidarın muhalif fikirlere ve seslere karşı düşmanlığından ve yürüttüğü yanlış politikaların toplum nezdinde yarattığı derin rahatsızlığın farkında olmasından kaynaklanmaktadır.

Tam da bu nedenledir ki, Gezi sürecine dair asıl hesap vermesi gerekenler, bu iddianamede Davacı ve Mağdur sıfatlarıyla yer almaktadırlar. Onlarca arkadaşımızın ölümüne, onlarcasının gözlerini kaybetmesine, binlercesinin yaralanmasına sebep olan akıl almaz polis şiddetinin emirlerini verenler, bu şiddeti uygulayanları koruyup kollayanlardır Gezi’nin gerçek sanıkları.

Kendi yurttaşlarının yurdun dört bir yanından barışçıl eylemlerle haykırdıkları haklı ve meşru taleplerine kulak vermek yerine; devletin adalet mekanizmasını, bu demokratik talepleri bastırmak ve toplumun bir kesiminden düşman yaratmak için kullanmak isteyenlerdir Gezi’nin gerçek sanıkları.

Evrensel hukuk normlarını tersyüz eden, asgari hukuki normları dahi gözetmeyen, “anlaşılmıştır”, “değerlendirilmiştir”, “kıymetlendirilmiştir” gibi ifadelerle hiç bir somut delil ortaya koyamayan iddianameden;

Kırılan araba camlarını bir bir sayanların, orantısız polis şiddetiyle kaybettiğimiz canlarımızı görmezden geldikleri “anlaşılmaktadır.”

Zarar gören çöp konteynerleri eksiksiz kayda geçirilirken, görevli polislerce nişan alınarak atılan gaz fişekleri yüzünden gözünü kaybeden onlarca arkadaşımızın görmezden gelindiği “anlaşılmaktadır.”

Bu iddianameyi yazanların, özel hayatların ifşasından başka hiçbir hukuki iddiaya dayanak oluşturmayan telefon tapelerini sayfalarca peş peşe dizmelerinden, hukuk dışı bazı amaçlara hizmet etmeyi amaçladıkları “anlaşılmaktadır.”

Bu iddianameyi yazanların sadece geçmişi lekelemeyi değil, ortak geleceğimizi de karartmayı hedefledikleri “anlaşılmaktadır.”

Asıl üzücü olan ise, içerdiği tamamen dayanaksız, hayal ürünü iddialarla tam bir hukuk garabeti olan bu sözde iddianamenin, toplum nezdinde zaten güvenilirliğini kaybetmiş olan adalet mekanizmasının itibarını bir kere daha yerle bir etmesi.

Arıcılık haritasından ülkeyi bölme planları çıkartan; parkta toplanan gençlere poğaça, sandviç gönderilmesinden finansörlük icat eden; Antalya’ya tatile gelen turistlerden dış güçler yaratan; Gezi Parkı’nda görevli polislere çiçek vermeyi hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs olarak yorumlayan bu iddianame, şüpheli olarak hedef aldığı kişilerin özgürlüğünü tutuklayarak rehin almış ve ağırlaştırılmış müebbetle tehdit ediyor olmasaydı, komik olarak nitelenebilirdi. Ancak tüm ciddiyetiyle bu iddialara gereken cevabı vermek tarihi bir sorumluluk olarak önümüzde duruyor.

Unutmayalım ki burada yargılanmak istenen bu 16 kişi şahsında, ülkemizin 80 kentinde Gezi’ye katılarak anayasal haklarını kullanan, demokrasiye güç vermiş milyonlarca yurttaşımızdır.

Bu anlamda, siyasi iktidarı desteklemek için kendi yarattıkları yalan dünyasında her türlü akıl dışı habere, iftira ve karalama gayretine girişenlere karşı, tüm yurttaşlarımızı bu 657 sayfalık iddianameyi bizzat okumaya davet ediyoruz.

İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi bu iddianameyi 4 Mart 2019’da kabul etmiş, ilk duruşma için de 24-25 Haziran 2019 tarihlerini göstermiştir. Bu akıl ve hukuk dışı iddianame derhal geri çekilmeli, iddianamede görüldüğü üzere somut hiçbir delil olmadığı halde kurgu ithamlarla tutuklu yargılanan Mehmet Osman Kavala ve Yiğit Aksakoğlu derhal serbest bırakılmalıdır.

Biz Taksim Dayanışması olarak; 2012 yılının Şubat ayında ilk toplantımızı yaptığımız andaki taleplerimizin de, Gezi Parkı’ndaki ağaçların kesildiği ve çadırlarımızın yakıldığı günlerdeki tepkimizin de, gencecik çocuklarımıza kıyan polis şiddetinden hesap soran tutumumuzun da, parklarda, meydanlarda, sokaklarda özgürlük,demokrasi ve insanca yaşam için direnen milyonların taleplerinin de kararlılıkla arkasında durmaya devam edeceğiz.

Polisiyle, yargısıyla, medyasıyla hakikati baskılayıp tarihi yeniden yazmaya çalışanlara inat, gerçekleri haykırmaya devam edeceğiz. Çünkü biliyoruz ki, bu ülkeye bir gün demokrasi gelecekse, gücünü Gezi’nin eşitlikçi, özgürlükçü ve barışçıl birlikteliğinden alacaktır. Milyonları da yargılasanız, bu gerçeği yok edemeyeceksiniz.

Gezi Direnişi’ni suçla, terörle, darbeyle, kalkışmayla anılan bir eyleme dönüştürmenize asla izin vermeyeceğiz.

TAKSİM DAYANIŞMASI

MimaristTV
44 Görüntülenme · 3 yıl önce

TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nin Ocak 2015’ten itibaren düzenlediği ve farklı disiplinden bir uzmanın konuşmacı olarak katıldığı “Ayın Konuğu” buluşmalarının bu dönemki üçüncü konuğu Müzeolog, Endüstriyel Tasarımcı Burçak Madran.

MimaristTV
22 Görüntülenme · 3 yıl önce

⁣Konferans Dizisi
Osmanlı'dan Cumhuriyet'e
Türkiye'de Mimari Koruma Kültürü

"Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Türkiye'de Mimari Koruma Kültürü" konferanslarının 3. bölümüne "Erken Cumhuriyet Dönemi Koruma Çalışmalarında Bir Mimar: Ali Saim Ülgen" başlıklı sunumuyla Prof. Dr. Zeynep AHUNBAY katılacak.

Prof. Dr. Zeynep Ahunbay 24 Aralık Cumartesi günü gerçekleşecek sunumunda, genç Cumhuriyet'in görkemli Selçuklu ve Osmanlı anıt eserlerini koruma çabasını, dönemin önde gelen uygulamacı mimarı Ali Saim Ülgen'in çalışmaları üzerinden değerlendirecek.

3. Bölüm
"ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ KORUMA ÇALIŞMALARINDA BİR MİMAR:
ALİ SAİM ÜLGEN"

MimaristTV
8 Görüntülenme · 3 yıl önce

Konu: İmarda kazanılmış hak

MimaristTV
27 Görüntülenme · 3 yıl önce

The award-winning films will be released at a ceremony on October 28, 2017

MimaristTV
17 Görüntülenme · 3 yıl önce

19. Yüzyılda İstanbul'un Değişen Mimari Dokusunda Güçlü Bir Etken Olarak Askeri Yapılar



19. YÜZYILDA YENİDEN BİÇİMLENEN KENT: İSTANBUL



İstanbul, özel coğrafi konumu nedeniyle tarihöncesi çağlardan bu yana tercih edilen bir yerleşim yeri olmuştur. Kent, tarihsel süreç içinde Bizans, Osmanlı gibi büyük devletlere de başkentlik yapmış ve binyıllar içinde görkemli anıt yapılarla donatılmıştır. İstanbul’un çekici topografik özellikleri de anıtların yer seçiminde etkili olmuş, böylece doğal ve mimari çevre birlikte özgün bir kültürel peyzaj oluşturmuştur. Günümüz İstanbul imgesinin kanıtı olan ve sıklıkla koruma sorunlarına dikkat çekilen “tarihi yarımada silueti”, aslında zaman içinde pek çok değişim yaşayarak bugüne ulaşmış olan ve İstanbul’un geçmişindeki farklı dönemlerin, farklı kültürlerin izlerini taşıyan bir bütünlüktür.



İstanbul bu özel kültürel değeri ve mimari kimliği ile 1985 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesine girmiştir. Böylece İstanbul’un geçmiş yaşamının bugüne ulaşan izlerini ve kanıtlarını oluşturan anıt yapılar ve kentsel dokular kendi uyumlu bütünlüğü içinde küresel ölçekte saygı duyulan ve korunması önemsenen bir değer olarak kabul edilmiştir. Ancak her ne kadar kentimizin görkemli geçmişi ve etkileyici görüntüsü ile övünsek de, İstanbul bugün önemli koruma sorunları yaşamaktadır. Tarihi kent üzerindeki rant baskısının olumsuz etkisi ve yanlış koruma politikaları, İstanbul’un özgün tarihi kimliğini ve mimari değerini tehdit etmekten öte dönüştürmeye başlamış durumdadır. Bu bağlamda doğru koruma politikalarını geliştirebilmek ve yanlış uygulamalara karşı durmak için bir yol da İstanbul’u çok katmanlı çok kültürlü kimliği ile doğru tanımak ve anlamaktır.



Bu kapsamda TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi olarak “İstanbul’u Tanımak, İstanbul’u Anlamak” başlıklı yeni bir seminer dizisi ile tarihöncesinden günümüze kentin farklı dönemlerine ışık tutan farklı uzmanlık alanlarından araştırmaları bir araya getiren seçkiler oluşturmayı planladık. Bu bağlamda seminer dizimizin birincisinin konusu “19. Yüzyılda Yeniden Biçimlenen Kent: İstanbul” olarak belirlenmiştir. 19. yüzyılda yangınlar nedeniyle boşalan büyük kentsel alanlarda gerçekleştirilen yeni imar uygulamaları, İmparatorluğun bu “uzun yüzyılının” zor yaşanmışlıklarının bir yansıması olarak nüfusun hızlı artışı ve demografik değişkenliği, gerek kentin merkezi olan Tarihi Yarımada’da gerek Üsküdar, Beşiktaş bölgelerinde yeni ve görkemli kargir yapılaşmalarla büyüyen ve değişen kent üzerine konunun uzmanları sunumlarıyla seminer dizimize katkıda bulunacaklardır.



TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi

MimaristTV
11 Görüntülenme · 3 yıl önce

Meslektaşlarımızın, mesleki birikimlerini ve deneyimlerini paylaştığı "Cumartesi Buluşmaları – Mimarlar Deneyimlerini Paylaşıyor" başlıklı söyleşilerimiz yeniden başladı.

2009 yılının ocak ayından başlayarak üç yıl boyunca sürdürdüğümüz programımız, bu kez ilk olarak Doğan Hasol'u konuk etti. Mimarlık ve Kent Şenliği'nin ilk etkinliği olan söyleşi, 1 Ekim günü saat 16.00'da Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi'nde gerçekleşti.

Doğan Hasol 1937'de doğdu. 1956'da Galatasaray Lisesi'ni, 1961'de İTÜ Mimarlık Fakültesi'ni bitirdi. Bir süre aynı fakültede asistanlık yaptı. 1961'de daha öğrenciyken Mimarlık ve Sanat dergisini çıkaran gruba katıldı.1965-66'da Mimarlar Odası İstanbul Şubesi'nin sekreter üyeliğini,1966-69 arasında da odanın dergisi Mimarlık'ın yazı işleri müdürlüğünü yaptı. Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurullarında görev aldı.1968'de bir grup arkadaşıyla birlikte, yapı alanında bir bilgi merkezi olan Yapı-Endüstri Merkezi'nin kuruluşunu gerçekleştirdi. YEM'in üyesi olduğu Uluslararası Yapı Merkezleri Birliği'nin (UICB) 1989 ve 1992'de üçer yıllık dönemler için başkanlığına seçildi. Başkanlığı sona ererken kendisine UICB Genel Kurulu kararıyla onursal üyelik verildi.Yapı-Endüstri Merkezi'nin başında olduğu 41 yıllık süre içinde, YEM'in bilgi merkezi işlevi doğrultusunda Yapı dergisinin yanı sıra, başta Yapı Kataloğu olmak üzere mesleki kataloglar ve mimarlık kitaplarının yayımlanmasına, kurslar, konferanslar, seminerler, sergiler düzenlenmesine, YEM Kitabevi'nin ve Sanal Mimarlık Müzesi'nin kurulmasına öncülük etti. 1978'den itibaren Yapı Fuarlarının gerçekleşmesini sağladı. Yayın etkinlikleriyle, Türk Serbest Mimarlar Derneği'nin 1994-95 dönemi Basın-Yayın Ödülü'nü kazandı.Serbest mimarlık çalışmalarını eşi A. Hayzuran Hasol ve kızı Ayşe Hasol Erktin ile birlikte kurdukları HAS Mimarlık grubu içinde sürdürmektedir (Bkz. www.hasmimarlik.com.tr). Bu kapsamda eşi ile birlikte, yapı dalında, Mimarlar Odası'nın 1990 Ulusal Mimarlık Ödülü'ne değer görülmüştür. Katıldığı bazı yarışmalarda ödül ve mansiyon kazanmış, ulusal yarışmaların yanı sıra, Ağa Han Mimarlık Ödülü, World Architecture Festival (WAF) ve Archiprix International gibi uluslararası yarışmalarda jüri üyeliği yapmıştır.İlk baskısı 1975 yılında çıkan ve 12 kez basılan Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü ile, daha sonra yayımlanan İngilizce-Fransızca-Türkçe ve İngilizce-Türkçe-İngilizce mimarlık ve yapı sözlükleri önemli kaynak yayınlar olmuştur. İngilizce-Fransızca-İngilizce olarak hazırladığı bir sözlük de Fransız yayınevi Le Moniteur tarafından Architecture et Bâtiment / Architecture and Building adı altında 1997'de Paris'te yayımlanmıştır. Hasol'un ayrıca, Yağma Var!, Her Şeyin Mimarı Var, Mimarî İzlenimler, Galatasaray'da Düşler/Gerçekler, Anılar Kuşlar Gibidir, Mimarlık Cep Sözlüğü, Mimarlar Dik Durur! ve Aferin Desinler Diye... adlı kitapları ve dergilerde, gazetelerde yayımlanmış çok sayıda mesleki makalesi bulunmaktadır.Hasol, 1990-96 arasında Galatasaray Spor Kulübü yönetiminde ikinci başkan olarak görev almış, 1997′den sonra Cumhuriyet gazetesinde haftalık spor yazıları yayımlanmıştır. Bütün yazıları www.doganhasol.net adresli kişisel web sitesinde toplanmıştır.2002-04 arasında İMSAD İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği'nde, 2004-05 döneminde Mimarlık Vakfı'nda, 2009-11 arasında da İstanbul Serbest Mimarlar Derneği'nde başkan olarak görev almıştır.Kendisine 1998 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi'nce "fahri doktor", 1999'da Yıldız Teknik Üniversitesi'nce, 2012′de İstanbul Kültür Üniversitesi'nce "onursal doktor" unvanı, 2000'de Mimarlar Odası'nca, 2014′te İstanbul Serbest Mimarlar Derneği'nce "Mesleğe Katkı Başarı Ödülü", 2007'de de Beykent Üniversitesi'nce "Mimarlık Onur Ödülü", 2015′te Sign of the City Awards "Jüri Onur Ödülü" verilmiştir.

MimaristTV
4 Görüntülenme · 3 yıl önce

Konu: İmar Planlarına Karşı Açılacak İptal Davalarında Şekil, Ehliyet ve Husumet; İmar Planlarına Karşı Açılan Davalarda Dava Açma Süresi




4. sayfadasınız. Toplam sayfa sayısı 7